Patnos Düğünleri

Evlenmeler genelde görücü usulüne dayanır. Genellikle ailelerin tanışıp anlaşma esasına dayanan evlilikler,Hatırı sayılır kişilerin de aracılığı ile kız istemekle başlar. Başlık parası verilir.Başık parası genellikle “xatır” (bağış) larla ilk belirlenenin yarısına kadar iner.Kız babası verdim manasında “Xwedé bı xérke” sözünün ardından,baş bağlama denilen söz kesilir.”Artık bizim namusumuzdur” manasında istenen kızın başına eşarp bağlanır.En geç bir ay içerisinde gelin görmeye gidilir.”Sertédan”denilen görme olayına genelde yakın akrabalar iştirak eder. Ardından şirnayi (şerbet ) tertip edilir. Şirnayiye tanıdıklar davet edilir.ve bu davet genelde kız evinde tertiplenir.Şirnayide takı takılır. Son evrede de düğün “siyarkırın” (Gelin bindirme) yapılır.

ROVİ (tilki-haberci) GELENEĞİ: Eski yaygınlığını kaybetmekle beraber halen bazı köylerde devam etmekte olan bir haberci gönderme geleneğidir. Oğlan evi, kızı almaya gitmeden önce, bir sonraki gün gelin getirmeye gideceklerin sayısını bildirmek ve kız tarafının isteklerini öğrenmek için haberci bir kişi gönderir. Kız evinin dışında bulunan akrabaları bu şahsı gördüklerinde başına gelmeyeni bırakmazlar. Habercin (Rovi)kurtuluşu oğlan tarafının yardıma yetişmesiyle olur.

Siyarkırın gecesi hem damat evinde hem de gelin evinde ayrı ayrı kına geceleri düzenlenir.Gelin kınasının damat evinden gitmesi adettendir. Kına geceleri ayrı bir önem ve özellik göstermektedir. Evlenecek olan kızın; ailesi, yakınları ve arkadaşları ile kadın kadına geçireceği bu son gece asıl düğün günü olarak da bilinen gelin alma gününden bir gün önceye rastlamaktadır.

Bugün, hüznün yoğun olarak yaşandığı bir gündür. Geleneksel yapının yoğun yaşadığı bölgelerde hala eski önemini korumaktadır. Büyük kentlerde ise artık ya yapılmamakta veya sadece eğlenceden ibaret bir gün olma niteliğini taşımaktadır. Şehir merkezlerinde kına geceleri asıl fonksiyonundan uzaklaşmaya başladı. Daha önceleri kızın evden ayrılışı, son vedalaşması biçimindeyken, günümüzde eğlenceye dönük, nikahla evleniliyorsa düğünün yerini alan bir eğlence durumuna geçti.

Kına gecesine:Hıne,Hına buké,Şeva hıné, yaygın olarak da kına gecesi gibi çeşitli adlar verilmektedir. Geleneksel olarak kınanın eşleri birbirine sevgili yapmak amacı ile yakıldığı söylenmektedir. Kına aynı zamanda koruyucu özelliği ile karşımıza çıkmaktadır. Gelin ve davetlilerin ellerine yakılarak, evliliğin bir anlamda kutlanıp kutsanması sağlanmaktadır. Kına gecelerinde uygulanan adet ve uygulamalar esasta bir olmakla beraber, ayrıntılarda birtakım özellikler gösterir.

Gelinin kınasını yine başı bütün bir kadın ile bir genç kız yakar. Bu arada kız elini açmaz. Kaynana gelinin elinin ortasına altın veya para koyar. Kına yakılırken gelin ve akrabaları hem türkü söyler hemde ağlar. Gelin ağlamazsa hevesliymiş denilir.

 

Hıné lı teyştékın Sebré domamé

Desté buk zavékın sebré domamé

 

Gelin koca evine ilk adımını atarken ayağının altında bardak kırdırılır. Eşik geçme (şımik avitın) denilen bu olayda kırılan çam ile baba evi ile bağlar kırılmıştır.Gelin artık yeni evinin bir parçasıdır anlamı çıkarılmaktadır.

 Gelin indikten sonra Damat, damdan gelinin kafasına dilimlenmiş elma atar ve bir tepsiye konulmuş kuru meyve serper.Bereketli ve kısmetli olsun diye para da kuru yemişe katılır.

 

Düğün gece tertiplenir.damat tıraşı açık alanda yapılır.sağdıçların acaip şekilde cezalandırıldığı eğlenceler gece yarısına kadar devam eder.bu arada sağdıçlar damadı bir an olsun yalnız bırakmazlar.damadın kaçırılmaması için sırayla nöbetleşerek tedbir alırlar.Buna rağmen damat kaçırılmışsa büyük bedeller ödenerek geri alınır.Düğünlerde mertliği, yiğitliği yansıtan; ayrıca coğrafi yapıya uymuş (sertlik, yüreklilik) oyunlar oynanır. Koçeri bunlardandır. Koçerinin dışında sé pé Aşırme ve son zamanların moda oyunu Şéxani de oynanır.