AK Parti Ve Demokrasi

      Türkiye , 22 Temmuz 2007 Pazar günü milletvekili genel seçimlerini yaptı.Temmuzun sıcak ve tatile denk gelen bir dönemi olmasına rağmen katılımın oldukça yüksek olmasının değişik nedenleri vardı.

     1-Seçim süreci içinde ,derin  güçlerin halkı etkilemek ve yönlendirmek için yaptığı uygulamalar

     2- Sayısı ve şiddeti artırılan operasyonlar.

     3-Şehit cenazelerinin siyasi malzeme olarak kullanılması.

     4- Sayısının kaç olduğunu unuttuğum Cumhuriyet mitingleri

     5- İran’a döneceğiz korkutmaları  v.b.

     İşte, buna benzer nedenlerle halk sandık başına gitti.Bunca dayatılanlara tek bir cevap verdi.Anti demokratik güçlerin hedefi haline gelen Ak Partiyi destekleyerek ne istediğini açık seçik ifade etti. Ve dedi ki:

     1-İstikrar istiyorum.  

     2-Egemenlik kayıtsız şartsız ulusun ise,egemenliğimin  “zırt pırt” darbelerle ve gece yarısı muhtıralarıyla elimden alınmasını istemiyorum.

     3-Türkiye’yi  bölen,ülkenin tamamını kapsamayan bölge partilerine güvenmiyor, bunun yerine ülkenin tamamını kucaklayan ak partiye inanıyorum.Doğuanadolu’ya gelemeyen partilerin Doğu’nun Kara yazısını sileceğine asla inancım yok.

      4- Kürtler, bu ülkenin gerçeğidir.Bu gerçeği  gören parti,aynı zamanda problemlere doğru teşhisi de koyan partidir.Doğru teşhisi koyan tedaviyi de en iyi biledir.Doğuda ve Güneydoğuda 24 yıldır süren kirli savaş zenginlerinin rant kapılarını tıkayacak,Her şehit asker, beraberinde gelecek olan en az 10 sağlam oydur hesabını yapanların bu hesabını kapatacak, Masum insanların can ve mal emniyetini sağlayacak,şehit annelerinin gözyaşını dindirecek olan bu soruna geçek adını koyacak (Güneydoğu sorunu,terör sorunu vb. gibi saçmalıklardan öte)cesaretle Kürt sorunu diyebilecek olan tek yürekli partinin, şoven olmayan Ak Parti olduğuna inanıyorum

      5-Daha çok özgürlük istiyorum.İnsan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan anlayışların,Atatürk,Laiklik ve Vatan gibi kavramların arkasına saklanmalarını ve bu şekilde beni kullanmalarını kabul etmiyorum.Anti demokratik güçlerin hedefindeki partinin (Ak Parti) aslında beni temsil ettiğine inanıyorum

      Ak Parti’nin yükselişinde buna benzer binlerce neden sıralanabilir.Halk Kendisini hakir gören tüm anlayışlara tokat atarcasına bir ders vermiştir.Halkı güçük gören , Cumhuriyeti  kendi malı sayan ve kendisinden başka kimsenin sahiplemesını kabul etmeyen sosyeteye gereken cevabı vermiştir.Halkın %99 u ile aynı yaşamı paylaşan,aynı kültürle yoğrulmuş Anadolu insanına Cumhurbaşkanlığını layık görmeyen zihniyete,”Abdullah Gül benim bir parçam.O neyse ben o yum.Abdullah Gül,Halktan biri.Halktan birinin Cumhurbaşkanlığını uygun görmeyen ,demek ki beni de uygun görmüyor” sonucunu çıkarmıştır.

      Tabii ki bu sonuç AK Parti'nin eleştirilemez şeyler yaptığını  göstermez. Halk AK Parti'nin ekonomik dengeleri sarsmadan başarısız sayılamayacak bir yönetim göstermesinden çok, cumhurbaşkanlığı seçimi süreci sırasındaki haksızlıklara karşı tepkisini ifade etmiştir. Bu cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yapılan anketlerde AK Parti'nin % 27lere düşen oy oranının şu an % 46.7'ye çıkması ile açıkça ortadadır. Halkımız sahte açıklamalara ve göz boyamalara prim vermemiş ve asıl cevabı muhtıracılara vermiştir. Bu da halkın muhtırasıdır.

      Türkiye’yi geren politikacıların ve anti demokratik güçlerin eğer halka,Cumhuriyete ve Demokrasiye zerre kadar saygıları varsa ,kime hizmet ettikleri henüz net olarak anlaşılmamış televizyonlara çıkıp önce halktan sonra da Ak Partiden özür dilemeleri gerekir.

 

                                                 Seyfettin Esin