Seyitlik

       Bilindiği gibi Seyit: Hz.Muhammedin soyundan gelenlere verilen bir ünvandır.Hz Muhammedin erkek çocukları yaşamadığı için kızından, yani Hz.fatmadan çoğalan nesle denir.Seyitlik babadan oğla kan yolu ile geçer.Seyitlerin Seceresi okunurken falanca seyit, falancanın oğlu.O, falancanın oğlu .O da falancanın oğlu diyerek Secere tamamlanır.Fakat herkesin sandığı gibi babadan oğla kan yolu ile geçen seyitlerin ilk babası Hz. Muhammed değil,Hz.Ali’dir.Bu yüzden olmalı ki,Anadolu coğrafyasında sunilerden daha çok,alevilerde seyitlik daha yaygındır.Alevilere göre seyitlerin ilk babası İmam Ali’dir.İlk seyitlerin Hz Hasan Ve Hüseyin olduğunu göz önüne aldığımızda görülüyor ki doğru olan da budur.

       Anadolu coğrafyasında özellikle Patnos’ta ve çevresinde özel ayrıcalık gören,Efendimiz’e olan saygıdan nesli olarak kabul edilen,Her türlü davranışı hoşgörü ile karşılanan seyitlerin kız çocuklarından asla seyitlik türemez. Yani babadan oğla geçen bir secere düzeni ile devam eden bu oluşumun başlangıcı Hz.Fatma’ya dayanır.Seyitliğin Hz Muhammed’de dayandırılması beraberinde cevaplandırılması gereken sorularları da getirmektedir.Hz Fatma bir kadındır.Ondan seyitlik yayılıyorsa Seyitlerin kızlarından neden seyitlik yayılmaz?Seyitlerin kızlarının nesli seyit sayılmıyorsa,Hz Fatma’nın nesli neden seyit sayılır? İşte bu soruların mantığa dayalı bir cevabı yoktur.Doğru cevap, seyitlerin ilk babasının Hz Ali olduğu gerçeğidir.

SEYİTLER AYRICALIKLI MI ?

      Seyitler için söylenen “Jer jı mehra naçe” yani, yılandan zehir soyutlanmaz mantığı;Seyitlere bakış felsefesini açıkça ortaya koymaktadır.Biraz daha açacak olursak.”Belki içki içer. Hovardalık yapar. Sıradan insanların yaptığı onlarca günahı işleyebilir.Olsun Ama onlar seyittir. Diğer insanlardan farklıdır.Ne yaparsa yapsın Hz. Muhammed’den gen yolu ile nurani bir takım özellikler taşıyordur.”mantığı; Seyitlere yanlışlarını kamufle edecekleri geniş manevra alanları sağlamıştır.

       Seyitlerin yanlışlarını konuşanların azarlandığı, kafirlikle suçlandığı toplumda.”Bı wan nayé xeberdané. Ku we wana ser zınéji dit. Hışbın.” Yani,zina yaparken de görseniz susun.Onlar hakkında konuşulmaz.”denilerek seyitleri adeta dokunulmazlık zırhına sokmuşlardır.Bu durumun İslami olmaması,ahlak kuralları ile bağdaşmaması seyitlerce bilinmesine rağmen,Belki mevkilerini terk etmemek, saltanatlarını bu şekilde sürdürmek hoşlarına gidiyor olmalı ki Hiçbir seyit,cahil halkı bu davranışı ile “İslam’dan uzaklaşıyorsunuz.” Diye uyarmamıştır.Hz Muhammed,Veda Hutbesi’nde “Kimse kimseden üstün değildir.ne Zencinin habeş’e ,ne de Habeş’in Arab’a üstünlüğü yoktur.Üstünlük sadece takvadadır” hadisinde belirtmek istediği ne olabilir?En akılsız insanlar bile bu hadisten sonra Seyitlerin üstün olmadığını bilir.Ama ne yazık ki 60 yaşında beyaz sakalı ile saf bir Müslüman 14 yaşındaki seyidin elini öperken Hz. Muhammed hatırlanmıyor mu?  14 yaşındaki seyit o yaşlı dedenin dudaklarına ellerini uzatırken Hz. Muhammed’de muhalefet yaptığını bilmiyor mu.

ŞEYH UÇMAZ MÜRİT UÇURUR

       Seyitleri halkın gözünde büyüten, onları ayrıcalıklı kılan müritlerdir.Seyitlere öyle mucizevi özellikler yüklemişler ki her seyit adeta birer peygamber özelliğine bürünmüştür. Turşu küpünü at,yılanı da kamçı yapan ardından havada uçuran yakıştırmaları mı dersiniz,yoksa Hicaz’da kabeyi tavaf için otelde dinlenirken, Patnos’tan anında getirtilen ve sengesiri daha yeni dökülmüş lahana sarmasını mı?.Gerçekçi olmaz diye seyitlere ölü diriltilmemiştir ama, kaç ölümcül hasta,kaş felçli,kaç topal seyidin okuması ile anında ayaklanmıştır.kaç körün gözleri açılmış,kaç dilsiz o andan itibaren konuşmaya başlamışlardır.Bebek hasreti ile yanıp tutuşan kaç gelin,seyit sayesinde yıllar sonra da olsa kucağına yavrusunu almıştır.(Bu konuda anlatılan onlarca hikaye vardır.Genel ahlak kuralları sitemizin temelini teşkil ettiğinden yorum yapmayacağım.)

        Görülüyor ki seyitlere öylesine mucizevi yetenekler isnat edilmiş ki dünyanın küresel özellikte olduğunu bile bilmeyen,ve iki işlemli en basit matematik problemini bile çözemeyen bu insanlar adeta tanrılaştırılmıştır.

İŞLENEN GÜNAHLARIN SORUMLUSU KİM?

         Bilindiği gibi son peygamber Hz. Muhammed’dir.Mucizeler ise peygamberlere hastır.Veliler ise keramet sahibidirler ve asla mucize gösteremezler.Hz. Muhammed’den sonra mucize gösterecek bir peygamber olmadığına göre kendilerine peygamberlerin gösterdiği mucizelerden daha fazla mucize isnat edilen seyitlerin birer peygamber hüviyetine büründürülmesi akla ve mantığa sığmaz.Kişileri peygamberleştiren ,olağan üstü güç sahibi imiş gibi gösterenler mi, yoksa bu durumu bilmesine rağmen mevkilerini kaybetmek istemeyen seyitler mi sorumlu? Çünkü ortada işlenen bir günah vardır.Bu günah,görmezden gelinecek derecede küçük bir günah ta değildir..İslam’ın temel felsefesi ile bağdaşmayan, Kişiyi putlaştıran ve ayrıcalıklı kılan bu anlayışı hiçbir semavi dinin uygulamasına koymak mümkün değildir.Hatta Semavi olmayan Budizm de bile.

SEYİTLER GÖZ KÖR EDER Mİ?

Dini bilmeyen,İslam’ı ise ağızdan dinleyerek yaşayan cahil, fakat samimi insanlar, işledikleri günahtan habersiz Allahın ipine sıkı sıkı sarılmanın yolunun seyidin ipine sıkı sıkı sarılmaktan geçtiğine inanmışlardır.”Emé desté xwe bavéjın péşa keko,Belki Xwede me xelas dıke” anlayışı bile nasıl bir felaketin içinde olduğumuzu düşünmemize yeter de artar bile.Yani Seyit cehennemin kıyısına bile uğramadan direkt cennete gidecek ya;Bu yüzden “Seyidin eteğini tutalım da belki cennete onun eteğinden tutarak gider, ya da en azından kurtuluruz.” fikrini beyinlere işleyen sebep; Seyidin bilinçsizce tanrılaştırılmasıdır.Aşağıda belirteceğim söylemler göz önüne alındığında (Tanrılaştırmanın) pek abartılı olmadığı görülecektir.

“Adamın biri keko hakkında ileri geri konuşmuştu.İki gözü de kör oldu.”

“Bir köyde adam,keko da kim demişti.ibret olsun diye ağzı eğildi.bi daha konuşamadı.”

“Adam o yıl zekatını kekoya vermedi. Evi yandı ekmeğe muhtaç oldu.”

“Adam kekoya küfretti evine yetişemedi.Yolda arabası on takla attı.Çoluk çocuk kimse kurtulamadı.”

      Bu söylemlerden sonra Tayif’te Resullullah’ı taşlayan çocuklar ve kahkahalarla gülen babalarına bir şey oldu mu diye araştırıyoruz ve bir şey olmadığını görüyoruz. Peki,Resullullah’ın mübarek yüzünü gözünü kanatan taşları atan ellere bir şey olmaz da keko hakkında söz söyleyenlerin felakete uğramalarının ardındaki maksat ne?

SONUÇ

Hz. Muhammed’in soyuna saygı diye dinden ve dinin temel felsefesinden uzaklaşmanın temel sebebi olan seyitliği iyi tahlil etmek gerekir.Felaketin büyüklüğünü aşağıda belirteceğim birkaç basit örnekle ulaşabiliriz.Bakınız:

DOĞRU: Mülkün sahibi Allah’tır. Gaybı(bilinmeyeni) bilen bir tek O’dur.

YANLIŞ: Keko her tışti dızane.Her dünya cem wana yeke.(Keko her şeyi bilir.her iki dünya onlar için tektir.)

        Burada izah edilmek istenen kekonun tıpkı Allah gibi her şeyi bildiği inancının kabul görmesidir.Hatta Kekoyu ziyarete gidenlerin yolda başından geçenleri kekonun bilmesi ve yüzlerine karşı söylemesi sıkça anlatılan hikayelerdir.ve gerçekle alakası yoktur.

ÖRNEK:

” Dema réda kulabé nir derket. Ga fıliti. Musa, peyé ga revi.Wi demé ku pé Musa şıqiti. Ma nekete nav heriyé.?” ( Yolda boyunduruğun kolu çıkınca çözülen öküzün ardında koşan Musa’nın ayakları kayıp çamura düşmedi mi?) demesi, ziyaretçilerin kekonun ayaklarına sarılmasına yeterli neden değil mi?

      Garip mürit, kayıp,düştüğünün bacağındaki ve sırtındaki çamurdan bes belli olan halinin herkesçe biline bilecek bir olay olduğunu bilmez.Kekonun olağan üstü güçleri ile bu olayı evinde otururken gördüğüne inanır.Üstüne onlarca hikaye de ekleyerek orda burada anlatmaya başlar.Sonunda kekonun gaybı bilen olağan üstü güçleri olan bir varlık olarak gündemde tutarlar.

DOĞRU:Her şey Allah’tandır.O’nun iradesi dışında Yaprak bile kımıldamaz.

YANLIŞ: Keko nıfır kır..Kuré wi kete ber patosé pırti pırti bu.(Keko adama beddua etti. Oğlu patosa kapılıp parçalandı.

     Bu söylemin ulaştığı hedef;Kekonun da Allah’ın Sahip olduğu güce sahip olması inancıdır.

DOĞRU: Veda Hutbesi’nden “Ey nas. Kimse kimseden üstün değildir.Ne zencinin Habeşe,ne de Habeş’in Araba Üstünlüğü yoktur.Üstünlük takvadadır.

YANLIŞ.Bı wana nayé heberdané.Ku we lı ser jıné ji dit hışbın.

         Yani onlar(seyitler)ayrıcalıklıdır.onlar hakkında konuşulmaz.Zina yaparken görseniz bile susun.

         Çok yüce, hatta ilahi bir varlık olan görülen seyitlerin dokunulmaz olduğu mantığı Hz Muhammed’din Veda Hutbesinde belirttiği kimsenin kimseden üstün olmadığını söylemine uygun olmamasına rağmen, halkın kayıtsızca seyitlerin diğer Müslümanlardan farklı ve üstün odğunu kabul etmelerinin ardındaki gerçek;Cehalettir.Seyitleri mutlu etmek dindar olmak için yeterli görülmektedir.

DOĞRU:Zekat fakirin zengindeki emanetidir.Yeri ve zamanı geldiğinde emanet yerine ulaştırılmalıdır.Yani her zengin olan Müslüman zekat vermelidir.

YANLIŞ: Keko seré tekyayé ye Zıkat wi naçe.(Keko tekkenin başıdır.O’na zekat düşmez.

        Serveti trilyonlarla ifade edilen. Zevk ve safahat içinde yüzen Çocukları 4çarpı4 jeep’lerle gezen kekonun hiç zekat vermemesi aksine ekmeği bile olmayan insanlardan zekat kabul etmesini hangi mantığa dayandırabiliriz.

         Dükkan kiraları borsasının Kekonun sahip olduğu dükkanların belirlediği bir piyasada hala zekat vermeme olayını hangi İslami kurala sığdırabiliriz? Hz Ebubekir’in Tüm servetini İslam’a harcamasının gerekçeleri ile Kekonun hiç zekat vermemesinin gerkçeleri farklı dinlere mi dayanıyor.Kekoya göre İslam,Hz.Ebubekir’e göre İslam farklı mı? Necip Fazıl Kısakürek bir şiirinde

 

Tek istikamet Kabe

Ve tek örnek Sahabe

Böyle kuruldu meclis

Böyle yükseldi kubbe

Derken nuru kararttı

Yobaz da kara cübbe

Derken; Aslında günümüzde nuru ve İslam’ı karartanların kim olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.Herkes şeyhini örnek gösterirken örnek gösterilmesi gerekenin yalnız sahabe olması gerektiğini ifade eden Necip Fazıl tekkelere Ocaklara yönelmenin yerine sadece Kabe’ye yönelmesi gerektiğinin altını çizerek İslam adına yaşadığımız yanlışları da vurgulamaktadır.

        Akıl ve izan sahibi her insanı bu konu da düşünmeye davet ediyor Patnos insanının sömürüden uzak,Kur’anın aydınlığında halis ameller sahibi olmalarını diliyorum

 

                                                                                               Seyfettin Esin