Türbeler Ve Ziyaret yerleri

 

Patnos ilçesinde ve civar köylerin bir çoğunda ziyaret edilen adak adanan veya çeşitli isteklerin gerçekleşmesi için bir takım ritüellerin yapıldığı yerler vardır.Bu bazen bir ermişin mezarı bir şehidin yattığına inanılan yer tanınmış bir alimin türbesi bazen de yüksek bir dağın zirvesi yalçın bir kaya bir ağaç veya büyük bir tabiat olayının gerçekleştiği yer olabiliyor.Bu tür kutsallık atfedilen mekanların ilçe sınırları içerisinde düzenli bir dağılışından söz etmek mümkün değildir.İlçe ticaret yollarının kesiştiği noktada kurulması, verimli tarım arazilerine sahip olması, Süphan dağının eteğinde bulunan büyük düzlükleri içinde barındırması onu çeşitli etnik gruplar için cazibe merkezi haline getirmiştir.Her etnik grup mensubu olduğu dinin kutsallarını ve değerlerini yöreye yerleştirmeye çabalamıştır.Bu konuda en çok dikkat çeken Urartular, Patnos’u dini başkent yapmışlardır.Günümüzde İslam dininin Şafii mezhebi bütün bölgede olduğu gibi Patnos yöresinde de hakimiyeti söz konusu olsa da geçmişten gelen kutsallar geçerliliğini koruyor.Bunlar günlük ibadetler, davranışlar olmayıp mekanlar için var olan inançlardır.Yöre halkının geçmişten gelen bir yerlere kutsallık atfetme geleneği İslam dininin benimsenmesiyle başka bir şekle bürünerek türbe, şehitlikler ve alimlerin bulunduğu yerler olma halini almıştır.Bu tür yerlerin tespiti de nesilden,nesile  sözlü olarak aktarılması, ahaliden bir kişinin rüya görmesi veya birilerinin gece karanlığında orda yeşil ışığı yanarken gördüğünü söylemesi sonucu mümkün olmaktadır. Bu mekanların bir çok ortak noktası vardır.bunların başında orda yatanların kim oldukları hakkında birden fazla rivayetin olması ve kim oldukları hakkında net bir bilgiye sahip olunmamasıdır. Bunun dışında:

Yöre halkında türbe veya şehitliklerin bulunduğu yerlerde yaşayan kesimin yatırların soyundan geldiği inancı vardır.

Bu yerlerde yalan söyleyen kavga eden veya hırsızlık yapan kişiye büyük musibet getireceğine inanılır.

Bu mekanların çevresi genellikle yeşil alan ve ağaçlık olur.Bu yeşillik alana zarar verip ağaçları kesen kişiye yatırın musallat olacağına inanılır.

Bu kabristanlarda yatanlar hakkında alaylı sözler sarf eden ve küçültücü davranışlarda bulunanların başına çeşitli belalar musallat olacağına inanılır.

Yüksek sesle konuşulmaz nahoş davranışlar sergilenmez.

Yolu oraya düşen ve oradan geçen mezardakinin ruhuna bir fatiha okur yoksa yatırın kendisine darıldığına inanılır.

Türbe veya şehitliğin bulunduğu yerde manevi bir koruyucu güç olduğuna ve bu manevi gücün bulunduğu yeri afetlere ve musibetlere karşı koruduğuna inanılır.

Şiddetli gök gürlemelerinde ve doğal afetlerde şehitlik ve türbelerde yatan zatların adı anılarak dua edilir.Bu şekilde yapılan duaların kendilerini koruduğuna inanılır.

                                                                               Seyfettin ESİN

ARAŞTIRMA: Barış ÖZKAYA