Unutulmak Korkusu
Hasretin elektrik verilerek yapılan işkence
Filistin askısından,
İndirilmeyi beklemek gibi bir şey,
Seni beklemek.
Taş duvarların soğukluğunda
Görürüm hasretini
Arada bir merhaban var ya;
Görüş gününde,
Yanağıma düşen tebessümden başka bir şey değil
Ki unuttuğun
Ki ardından
Baş gardiyanın suratıma indirdiği şamar gibi,
Dayanılmaz yokluğun...
Gözlerin
İlkbaharın yeşilini sererken hücreme
Dudaklarının ateşiyle,
Cayır cayır yanan bir yaz yaşarım.
Beride
Kimse bilmez neden terlediğimi,
Kimse bilmez nasıl eridiğimi zemheride.
Sonra
Sonbahar gelir saçlarınla mapusa
Kucağıma
Avuç avuç dolar başaklar
Altın sarısı haşatı öperken ekmek gibi
Utanarak;
Alnıma düşer aklar.
Bir daha gelme görüş günüme,
"Ziyaretçin" var diye yankılanmasın sesler.
Boyasız loş koridorlarda
Ben,
Tahta ranzam
Ve..
Bir de
Arada bir dışarı çıkıp
Özgürlükten esintiler getiren
Kedim kalsın yanımda.
Yalnız
Yalnız bir resmini bırak
Ağlamak istediğimde,
Durmalı baş ucumda.
Kelepçeyi hatırlatıyor diye
Yüzük bile takmıyorum artık.
Özgürlüğümü taş duvarlar arasına bırakıp,
Bir tutam yalnızlık sarıyorum koynuma
Bir gün;
Firara gönderirken ruhumu
Hiç kimseye bırakmam ben ipimi
Ben çekerim yedirmem gururuma.
Benim demir parmaklıklar ardında,
Seninse özgür olman koymuyor gülüm.
Nasıl olsa
Komadayken birileri verecek
Kurumuş dudağıma su.
İşte,
İdam sehpasında sallanan ölüm gibi
Sarmış tüm bedenimi
Unutulmak korkusu
Seyfettin Esin